30 Eylül 2009 Çarşamba
Bülent
Ersoy ne zaman tv yi açsam birilerine çemkiriyor, baya bi agresif, zaten fiziksel olarak her şekilde korkutmaya meyil etmiş durumda fakat beni düşündüren olay şu ki bu kadın neden manyadı (more than ever before)
Andropoz mu desem, menepoz mu bilemedim ondan sorayım dedim.
(yukarıda gördüğünüz imajinasyon bir tuvalet tabelası olma yolunda ilerlemektedir, ladies first)
Kimseyi yargıladığımdan değil
herkesin kabullendiği kadın dırdırı acaba lezbiyen çiftlerde ne durumda?
eşi dostu olan öğrensin. bilenler bilmeyenlere anlatsın.
biri de bana anlatsın lan kalmıyım öyle
eşi dostu olan öğrensin. bilenler bilmeyenlere anlatsın.
biri de bana anlatsın lan kalmıyım öyle
Ne varsa Caponda, Çinlide var
27 Eylül 2009 Pazar
Gaydar
Hayır Gaydar, D. Dolce ve S. Gabbana'nın evlat edindikleri çocuğun adı değil, hatta Brüno'nun çocuğunun adı da değil. Gaydar MIT de işi olmayan iki öğrencinin yaptığı programın adı.
Program facebookta arkadaşlarınızı inceleyip sizin gay olup olmadığınızı buluyormuş. 1500 kişi üzerinden bir genellemeyle yola çıkmışlar ve deneme sürüşünde program kim gay kim gay değil ayırmış.
Demek ki neymiş, üzüm üzüme baka baka kararırmış. Bu programı yaptıktan sonra da basın açıklamasında bir Türk atasözünden yola çıktıklarını söylemişler.
"Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim"
Aman arkadaşlara dikkat!
Yancı
26 Eylül 2009 Cumartesi
Gel vatandaş gel
Bu resimde görmüş olduğunuz Çinli ablam kendisini 15.000 sterline sattığını açıklamış. Aslında niyeti iyi gibi duruyor. Arkadaşı bilmemne hastası olmuş ve onun iyileşebilmesi için gereken parayı verecek herhangi bir erkek ile evleneceğini açıklamış. (Kendini satıyor dediğimde kim bilir neler düşündünüz değil mi, sizi pislik çuvalları). Blogger: Valla bak - Kayıt Oluştur
Ama olaya dışardan bakınca ablanın zengin koca avında olabilme ihtimali de baya yüksek. Nah bu kadar ( elimle bir yüksekliği işaret ediyorum şu an, ama size süprüz olsun ).
Sonuç olarak çevrenizde varsa hayattan umudu kesmiş ve 15.000 sterlini olan genç beyler, gösterin bi fotografını belki, bi hayrı dokunur. Bir taş ile iki kuş vurmuş olur. Bu arada Çin de kuşlara taş atmak suçtur. Bi taşla iki kuşun cezasını düşünemedim bile.
Hala ışınlanma işini çözememelerine çok bozuluyorum. Çünkü makinayı bir yaptıktan sonra çok bişey yakmaz gibi duruyor. Mesela füze öyle değil, hem o kadar yapıyorsun sonra onun benzini, uranyumu derken, insanın roketini garajdan çıkartası gelmiyor. Gürültüler patırtılar da cabası. Ama ışınlanma öyle değil, bızt, bi ışık bi parlaklık. Sonrası mis. En azından 2 ışınlanma makinası arasında ışınlanmaya başlasak sonuçta oda bi başlangıç. O zamanda çok sıra olur herhalde. Sonra ışın makinisti akrabalarını kayırır, onları öne alır of oda bir dert. Neyse bazen deli gönül atlayıp gitmek istiyor biryerlere. Uzaklara bilmediği yerlere. Kendime veriyorum gazı da velakin tam kalkıyorum hazırlığa başlayacakken, pasaport uzatmasıdır, vize girişimleri, vize için gerekli belgeler derken ter üzerimde kuruyor. Daha bi içerleniyorum aslına bakarsanız.
Bu siteyi buldum daha da dertlendim, dünyanın farklı yerlerinden web cam görüntüleri var canlı olarak. Gezmek güzel şey gerçekten, daha genciz gezeriz diyerek avutayım diyorum kendimi. Hatta avuttum gitti. Tekrar dertlenmeme neden olan şey ise ortalama bir ingiliz günde 300 kameraya yakalanıyormuş. Ortalama ingiliz neyse. Bu zamanda fotojenik değilsen yandın arkadaş. En mutlusu fotojenik ingilizler bu dönemde
Bu siteyi buldum daha da dertlendim, dünyanın farklı yerlerinden web cam görüntüleri var canlı olarak. Gezmek güzel şey gerçekten, daha genciz gezeriz diyerek avutayım diyorum kendimi. Hatta avuttum gitti. Tekrar dertlenmeme neden olan şey ise ortalama bir ingiliz günde 300 kameraya yakalanıyormuş. Ortalama ingiliz neyse. Bu zamanda fotojenik değilsen yandın arkadaş. En mutlusu fotojenik ingilizler bu dönemde
25 Eylül 2009 Cuma
En delikanlı sözler
Racon kesmeyiz, kafa keseriz den sonra en delikanlı sözü bugün Levent civarında bir okul servisi üzerinde gördüm.
Servis bekletilmez, beklenir.
Yürü be Memati
Servis bekletilmez, beklenir.
Yürü be Memati
24 Eylül 2009 Perşembe
Megan Fox
Uçaktan çok korkmaya başlamış. Aynı zamanda tanrının kendisini Britney Spears dinlerken öldürmeyeceğini düşünüyormuş. Bu yüzden her uçağa bindiğinde ipodundan Britney albümleri dinliyormuş. Allahın ilmine, bilgisine sual olmaz ama ben de "Su Gibi", "Seda Sayan ile Yeter" ve "Müge Anlı" izlerken ölmem gibi geliyor. Şahsi kanaatim bu yönde.
Mundar etmesek bari
Bunlarla yapılan kurabiyeler de yenmez diye düşünüyorum. Ama tam emin değilim bu yüzden yakın zamanda bizim mahallenin marjinal hocasına gitmeyi düşünüyorum. Bu arada nişantaşından maçkaya inerken bi cami var, bi gece yürürken gördüydüm, böyle ev gibi zaten ve önünden geçerken imam ve karısı camiye dönüyordu. Saat 11 civarı tam ev gezmesinden dönüş. Çok mübarek bi ev olsa gerek.
23 Eylül 2009 Çarşamba
Bence
Vitrinler yalnız yaşayanlara satılmıyor. Elimde kesin kanıtlar yok ama bu yönde çok güçlü içgüdülerim var. Evlilik cüzdanı şart gibi. Belki de zorla veriyorlardır, kesin konuşmak istemiyorum. Yakında belgelerle döneceğim, o zamana kadar vitrindeki kristal kesme bardakların tozunu almayı unutmayak bare.
Yeteneklerin en fazla geliştiği zaman, insanın bütün bir dünyayı karşısına aldığı zamandır.
— Mary WollstonecraftEğer bir şeyi yürekten istiyorsanız ve bunu daha önce kimsenin yapmadığını görmek sizin güveninizi kırıyorsa, bunu daha önce yapanları hatırlayın. Zaten ismini bildiğiniz herkesin, ismini biliyor olmanızın nedeni, zamanında onların bazı konularda, bu durumda kalmasındandır.
Ne kadar klişe gelse de;
hayatta tek kural, hiç bir kuralın katî olmamasıdır.
-Kaan
And the oscar goes to
İnsanların %10'u yaşar. Geri kalanlar sadece vardır.
— Oscar WildeHmm. Geri kalan %90'a birkaç şey verelim ki kendilerini sadece var hissetsinler diye. Politika?Din? ben söylemedim, siz dediniz...
Belki de bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir.
— Aldous HuxleyBazen, bazılarımız için; belkide hep, hepimiz için. Cenneti bilmeden cehennemi nasıl bilebilirdik ki zaten.
İşin saçma tarafı, en saçmasını bile filozofun birinin çoktan söylemiş olması.
— Marcus Tullius CiceroHayata 21yy'da geldik diye söyleyecek hiçbirşeyimizin kalmamasını haketmiyoruz. Sürekli twit edebildiğimiz sevgili blackberrylerimizin cezasını böyle çekmemeliydik. Zaten herkesin bu kadar çok sosyal ağlarda herkese mesaj yazabilip kimseyle iletişim kuramadığı zamanlar yeterince sıkıcı. Oturup konuşsak? Çay, kahve... Ne istersen. Blackberry'nin bir işe yaramasını istiyorsan, gelmeden çaldır da suyu ısıtayım.
Aerodinamik yasalarına göre o tombul ve tüylü arının hiç uçmaması gerekiyordu; herhalde bunu ona hiç kimse söylemedi ki, uçuyor.
— Aldous HuxleyEğer neleri yapamayacağını bilmezsen, herşeyi yapabilirsin
-Kaan
Aforizma
*Biz VIP'ydik biz de mi öldük?
-Titanic
*Abim senin yengeyi aşağıda arabalarda yiyorlar.
-Titanic
*Bu arabanın bereketi kaçtı bunu ne kadar suyla yıkasak da çıkmaz artık, farketmez zaten bütün atlantiğin suyu giricek içerisine birazdan.
-Titanic
Dvd extralarından bir kısım okudunuz. Filmin director's cut'ından bunların atıldığına inanabilmek gerçekten zor.
-Titanic
*Abim senin yengeyi aşağıda arabalarda yiyorlar.
-Titanic
*Bu arabanın bereketi kaçtı bunu ne kadar suyla yıkasak da çıkmaz artık, farketmez zaten bütün atlantiğin suyu giricek içerisine birazdan.
-Titanic
Dvd extralarından bir kısım okudunuz. Filmin director's cut'ından bunların atıldığına inanabilmek gerçekten zor.
20 Eylül 2009 Pazar
Kemik gözlük
Emmy'lerde gözüme çarptı, adamların hepsi bulmuşlar kemik gözlük çerçevesi bi ben bulamadım. Gören duyan olursa bi ses etsin takınca bir bilgili duruyor insan. Yoksa ingiliz aksanına dönmek zorunda kalıcam. Moda hayatına her girmeye çalışmam skinny jeans giyemememi farketmem ile sonuçlandığında, tek çıkar yolum kemik gözlük yardımcı olun lütfen.
Emmy lere gel emmylere
Bence 30 rock ve Mad men'i oyundan çıkartsınlar, adayların yarısının o dizilerden olması benim sinirlerimi fırlattı. Zaten Neil P. Harris in de başlangıçtaki showu vasattı. Sinirlendirmeyin adamı, prime time da kapatır tv yi kitap okurum görürsünüz.
Hipilere bak
Vitrin
Bi eve vitrin girdiyse orda olay biter bence. Vitrin dediğin tüm özgürlüğün, eğlencenin bittiği anda dikilen anıttır. Kullanılmayan kristal bardakların ps3 ün yerini almasını gerektiği yerde yerini aldığı yerde durmasıdır. Bir gün evime vitrin giricek diye çok korkuyorum. Onun yerine güneş girsin, ne bileyim temiz hava girsin, eş dost girsin, şarap girsin de vitrin girmesin. Ona bir de kristal bardak koyarlarsa geri dönüşü yok, vallaha bak
Çekinmedim
Postlarım azaldığı zamanların acısını çıkartırcasına post yaptım. Diğer blogun maşallahı var, darısı bunun başına
Hayat sevince güzel
11 Eylül 2009 Cuma
Hayırlara vesile
Olur umarım. Çünkü bundan sonra diğer blog'umun yanında bu nacizane blogumla da sizlerle buluşucim. Hayat çok karışık a dostlar, kafama çok takılan şey oluyor. Ona anlatma, buna anlatma da kime anlat? Anlattığım insanlar benden bıkmış durumda, bende buraya yazmayı uygun gördüm. İsteyen beri gelir okur istemeyen stumble eder kaçar. Bu hafta sel uyarıları var, aman diyorum açma germe hareketleri yapmadan yatmayalım. Yüzme bilmiyor isek şişme ördeğimizi, kolluğumuzu şişirmeden uyumayalım.
Mazallah boyu geçiyor mu diyemeden sular geliverir. Zaten üç tarafı sularla çevrili vatanımızda o sularla aramız kötü bir milletiz, aman fazla açılmadan kıyılardan... Yorulunca kurbağalamaya dayanalım lütfen.
Mazallah boyu geçiyor mu diyemeden sular geliverir. Zaten üç tarafı sularla çevrili vatanımızda o sularla aramız kötü bir milletiz, aman fazla açılmadan kıyılardan... Yorulunca kurbağalamaya dayanalım lütfen.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)